Osmanlı Devletinde Özel Okullar ve İlk Türk Özel Okulunun Tarihçesine Dair Yeni Bilgiler

Osmanlı Devletinde Özel Okullar ve İlk Türk Özel Okulunun Tarihçesine Dair Yeni Bilgiler

Doç. Dr. Hüseyin Şimşek*

Türk Eğitim Tarihindeki önemli gelişmelerinden biri özel okulların açıl- ması ve yaygınlaşmasıdır. Ancak ilk özel okulun açılış tarihi ve ismi hala belirsizliğini korumaktadır. Eğitim tarihçilerinin özel okullarla ilgili ortak görüşü, bu okulların Türk eğitiminin yenileşme sürecinin bir parçası olduğudur. 19. yüzyılda Türk eğitiminde başlayan yenileşme girişimleri zamanla bir eğitim hareketine dönüşmüş, bu gelişme usul-i cedid adıyla kavramsallaştırılmıştır. Usul-i cedid, ders araç ve gereçleri konusundaki yenileşme-lerle birlikte, öğretmenlerin geleneksel öğretim yöntemlerini bırakıp yeni ve etkili öğretim yöntemleri uygulamaları anlamında kullanılmıştır (Akyüz 2007: 207). Bu kavram, Tanzimat Döneminin sonlarına doğru, ilköğretim alanındaki yenileşmeleri anlatmak için tercih edilmiştir. Usul-i cedid hareketi, Selim Sabit tarafından yazılan Rehnüma-i Muallimin adlı eserde bah- sedildiği biçimde algılanmış ve bu yöntemin uygulanması sonucunda iyi sonuçlar elde edilmiştir (Berker 1945: 103).

Usul-i cedid hareketinin gelişmesinde 1847 yılında çıkarılan Talimat’ın1 önemli bir etkisi olmuştur. Ancak bu düzenlemeye rağmen, öğretim süreçlerindeki geleneksel anlayış devam etmiş; yenilikçi uygulamalar 1860’lı yıllardan sonra yaygınlık kazanabilmiştir. 1862 yılında, Maarif Nezareti tarafından İstanbul’daki bazı ilkokullara üzerine yazı yazılan birer taş levha ile taş kalem ve birer divitin dağıtılması kararı alınmıştır. Bu okullarda görevlendirilecek öğretmenlerin bir sınavla seçilip atanması ve bunlara maaş bağlanarak, daha verimli ve düzenli eğitim yapılması kararlaştırılmıştır (Ergin 1977: 464-465).

Tanzimat döneminde eğitimi yenileştirme girişimleri arasında 1869 yılında çıkarılan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin de özel bir yeri bulunmaktadır. İlkokulların yenileştirilmesi için atılan bir diğer önemli adım, 1872 yılında İstanbul’da örnek okullar oluşturma projesidir. Bu projenin amacı, yeni öğretim yöntemleri için deneyim kazanmak ve ilerde bu yöntemi diğer okullara yaygınlaştırmak şeklinde belirlenmiştir. Bu amaçla Nûruosmaniye Camii bitişiğinde bulunan bir sıbyan mektebi İptidai Numune Mektebi’ne dönüştürülmüş, öğretmenliğine ise Dârulmuallimîn-i Sıbyan mezunlarından Malatyalı Osman Efendi atanmıştır (Ergin 1977: 468).

Bu uygulama ile Devletin artık kararlılıkla ve belirli bir plan içerisinde geleneksel ilkokulları yenileştirmeyi ve dönüştürmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır. Bu süreçte belirli düzeyde bir toplumsal talebin de etkisi olmuş- tur. Gerek resmi gazete Takvim-i Vekâyi’de gerekse şahıslar eliyle çıkarılan gazete ve dergilerde, eğitim kurumlarına yönelik memnuniyetsizlik öğretmenler ve öğrenciler tarafından dile getirilmiş; eğitim kurumlarının yeni- leştirilmesi istenmiştir (Rumeli 18 Muharrem 1290, Sayı 4: 2).

Eğitimin yenileştirilmesi amacıyla devlet eliyle yapılan düzenlemeler ve açılan yeni okullar beklenen sonucu verememiş; gerekli adımlar kararlılıkla atılamamıştır. Bunun iki nedeni bulunmaktadır. Birincisi bu yeniliklerin bazı çevrelerin tepkisini çekmesi, diğeri ise nitelikli öğretmenlerin olmayışıdır. Eğitim için ayrılan kaynağın yetersizliği ise okulların gelişememesi- nin bir diğer nedenidir.

Eğitimin devlet eliyle yenileştirilmesi sürecinde ortaya çıkan bu zorluklar, özel okulların kurulması düşüncesini güçlendirmiştir. Öte yandan, İstanbul ve diğer önemli şehirlerde, Osmanlı orta sınıfını teşkil eden tüccar, zanaatkâr ve daha sonra türeyen banker, sigortacı ve komisyoncular yanın- da memur, asker ve aynı zamanda ilmiye sınıfına mensup bazı varlıklı kimselerin oluşturduğu Osmanlı aristokrasisi, çocuklarının daha iyi eğitim alması için bir arayış içerisindedir.

Bir yandan belirli bir kesimde oluşan talebi karşılama, diğer yandan alt düzeydeki okulların ıslahı konusunda gösterilen direnci aşacak bir formül bulma düşüncesi, özel okulların doğuşunu hazırlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısında şahıslar eliyle bazı özel okullar açılmış, bu okullar hızlı biçimde ve rekabet halinde kısa sürede yaygınlaşmıştır. Örneğin 1882 yılına ait Devlet Salnamesinde dokuz özel okuldan bahsedilirken, beş yıl sonra bun- ların sayısı nerdeyse iki katına (onyediye) çıkmıştır. Özel okullar bu dönemde resmi okullardan daha fazla gelişme göstermiş; Türk kültürüne onlardan daha çok hizmet etmişlerdir. Öte yandan Devlet yetkilileri, özel okul açmak isteyenlere kolaylık göstermiş; maddi destek sağlamışlardır (Ergin 1977: 935-936).

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, Türk eğitim tarihinin önemli konularından biri olan özel okulların tarihçesine ışık tutacak yeni bilgiler katmaktır. Araştırma ile, literatürde değinilmemiş önemli kaynaklar taranarak, özel okulların açılış nedenleri ve açılan ilk özel okulun ismi ve tarihine ilişkin tartışmalara derinlik katılması hedeflenmiştir.

Araştırmanın Yöntemi

Bu araştırmada, belgesel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın temel kaynakları resmi belgeler, 19. yüzyıldaki süreli yayınlar, anılar, özel okullarla ilgili yapılmış diğer araştırmalar ve Türk Eğitim Tarihine ilişkin diğer çalışmalardan oluşmaktadır.

Osmanlı Döneminde Özel Okullar ve Kuruluşu

Özel okulların açılmasında eğitimin yenileştirilmesi çabası kadar, azınlık ve yabancıların eğitim alanındaki girişimleri de etkili olmuştur. Örneğin 1870’li yıllarda Müslümanlar ile gayr-i Müslim nüfusun yaklaşık yarı yarı- ya olduğu Selanik’te okul sayıları bakımından bir dengesizlik bulunmakta- dır. Bu yıllarda şehir merkezinde Müslümanlara ait 22 sıbyan mektebine karşılık, 18 Hristiyan ve 12 Yahudi mektebi bulunmaktadır (Selanik Vila- yet Salnamesi 1288 (1872): 96). Öte yandan bazı Türk öğrencileri, daha iyi eğitim verdiği gerekçesiyle, azınlıkların açtığı okullara devam etmişlerdir.

Bu okulları yakından tanıyan bazı eğitimciler, geleneksel eğitim uygulama- sından memnun olmayan kimi zenginlerin de katkısıyla, özel okullar açmışlardır. Ünlü Türk edebiyatçısı Yahya Kemal bu okulları, Doğudan Batıya geçişin bir simgesi olarak nitelemiştir (Somel 2000: 53).

Yukarıda özetlenen gelişmeler dikkate alındığında; özel okulların açılmasında şu nedenlerin etkili olduğu söylenebilir:

1- Toplumun nitelikli eğitim talebi: Toplumun çeşitli kesimlerinde ve özellikle de kentli orta sınıfta daha nitelikli bir eğitim beklentisi artmıştır.

2- Devletin nitelikli eğitim talepleri karşısındaki yetersizliği: Devlet eliyle girişilen bazı yenilikler ve düzenlemeler toplumdaki nitelikli eği- tim talebini karşılamada yetersiz kalmıştır.

3- Etkilenme ve rekabet: Gayri Müslimlerin 19. yüzyılın ilk yarısında eğitim kurumlarını geliştirmeye başlamaları; bu okulları tanıyan Türk eğitimci ve aydınlarını benzerlerini kurma konusunda isteklendirmiştir.

4- Sınıfsal geçiş talepleri: Geleneksel Osmanlı toplumunun modern- leşmesi sürecinde Osmanlı elitleri yeni bir sınıfsal yapı oluşturmuş; bu yeni sınıfsal yapının korunması ve yeniden üretilmesi için yenilikçi ve modern eğitim talepleri ortaya çıkmıştır.

Özel okulların açılması ve Türk eğitim sistemindeki konumuna ilişkin olarak olumlu değerlendirmeler yapılmıştır. Bu değerlendirmeler çoğun- lukla özel okulların eğitim programları ve yetiştirdiği öğrenciler açısından ele alınmış ve devletin resmi okullarıyla mukayese edilerek sunulmuştur. “Mekatib-i hususiye-i mevcude Maarif Nezaret-i Celilesi’nin ve Mekatib-i Askeriye Nezareti’nin gösterdiği programlara tevfiki hareket etmekle beraber, etfalin müddet-i muayyene zarfında müktesebat ve malumat-ı fenniye ve edebiyyeyi mekatib-i saireye nazaran daha ziyade ahiz ve telakki etmesini mucip olarak fevaid-i talimiyeyi dahi nazarı dikkatten tutmamaktadır” (Tercüman-i Hakikat 20 Ağustos 1308/1891). Bu mukayeselerden biri de o dönemde yaşayan ve kendisi de öğretmenlik yapan Ahmet Rasim’e3 aittir. Ahmet Rasim bir yazısında bu okulları şöyle anlatmıştır: Şayan-ı dikkat, ehval-i umumiyedendir ki maarifin derece-i kadr-ü kıymeti bizzat iktisab eyledikçe ve bu iktisabmahza eser-i gayret-i zati olarak husule gel- dikçe bir nevi rekabeti tedrisiye husulpezir oluyor. Bu rekabet umur-u tedrisiyenin derece-i intizama tekarrübünü ve o derece-i intizamın sarfedi- len mesai ve ikdamat-ı mütevaliye ile derece-i matlubeye isalini intaç ediyor” (Tercüman-i Hakikat 1891, 20 Ağustos 1308).

Özel Okullarının Tarihçesine İlişkin Mevcut Bilgiler

Türk özel okullarının tarihçesi hakkında önemli bilgiler veren Ergin, Tanzimat döneminde özel okullar hakkında bilgiye rastlayamadığını belirtmiş ve bu okulların Mutlakıyet Döneminde açıldığını ileri sürmüştür. Ergin’e göre 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde yer alan özel okullarla ilgili hüküm, azınlık ve yabancıların açtığı okullara ilişkindir (1977: 508).

Ergin, özel okulların tarihçesine dair bilgi kaynağının yalnızca Tercüman-i Hakikat Gazetesi’ olduğunu belirtmiştir (1977: 946). Ergin’in özel okullar konusunda tek bir kaynağa bağlı kalması ve diğer kaynakları tarama imkânı bulamamış olması, konuya ilişkin olarak verdiği bilgiler bakımın- dan önemli bir sınırlılıktır. Nitekim bu durum gerek özel okulların tarihçesi ve gerekse ilk özel okulun hangisi olduğuna ilişkin açıklamalarına yansımıştır. Örneğin kitabının bir yerinde İstanbul’da Abdi Kamil Efendi tarafından açılan Şemsülmaarif adındaki mektebin (1977: 509) ilk özel okul olduğunu belirtirken, bir başka yerde Medrese-i Hayriye’ ilk özel okul olarak tanıtılmıştır (1977: 948). Ergin, kitabının bir başka yerinde ise Mekteb-i Osmanî’nin ilk özel okul olduğunu ileri sürmüştür (1977: 1016).

Ergin’in, ilk özel okulun açılış tarihine ilişkin verdiği bilgilerde de farklılıklar bulunmaktadır. Örneğin ikinci kitapta ilk özel okulun (Şemsülmaarif) açılış tarihini 1882 olarak verirken (1977: 951), birkaç sayfa sonra Mekteb- i Hamidi adındaki bir başka özel okulun 1882’de açıldığını belirtilmiştir (1977: 954). Ergin’in özel okulların tarihçesine ilişkin bir başka görüşü de, Galip Pasinler Paşa’nın 1938 yılında Akşam Gazetesi’nde yazdığı bir yazıya atfen yürüttüğü tahmindir. Yazının tamamını kitabına alan Ergin, Pasin- ler’in anlattıklarından yola çıkarak, Şemsi Efendi Mektebinin 1873 yılında açılmış olması gerektiğini belirtmiş (1977: 475), ancak bu okulu ilk özel okul olarak nitelendirmemiştir.

Ergin ayrıca yarı özel nitelikteki cemiyetler aracılığıyla açılan okulları da özel okullar arasında saymış, Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye tarafından açılan Daruşşafaka’nın açılış tarihini 1873, Cemiyet-i Tedrisiye-i Hayriye tarafından açılan Medrese-i Hayriye’nin4 açılış tarihini 1879 olarak vermiştir.

Özel okulların tarihçesine ilişkin eski bir başka çalışmada, Şemsi Efendi tarafından 1289 (1872) yılında Selanik’te açılan okul, ilk hususi mektep olarak nitelendirilmiştir (Eren 1969: 6). Eren, ayrıca bu mektebin bir süre sonra genişletilerek, Şemsi Efendi Mektebi adındaki bir başka mektebe nakledildiğini aktarmıştır.

Özel okullarla ilgili bir başka çalışmada, Selanik’te açılan Feyziye Mekte- bi’nin5 ilk özel Türk Okulu olduğu savunulmakta ve okulun açılış tarihi olarak 1885 yılı gösterilmektedir. Bu çalışmada okulun asıl kurucusunun Tevfik Bey olduğu ve Selanik Maarif müdürü Radoviçli Mustafa Bey’in Maarif Müdürlüğü tahsisatından 200 altın vermek suretiyle, okulun açıl- masını desteklediği anlatılmaktadır (Ülke Eğitiminde 90. Yıl, 1975: 10).

Özel okulların tarihçesine değinen Akyüz, Tanzimat döneminde Türkler eliyle açılan özel okullar hakkında bilgi bulunamadığını; bazı girişimler varsa bile, bunların henüz çok az olduğunun sanıldığını belirtmektedir. Tıpkı Ergin gibi Akyüz de özel okulların ilk defa Mutlakıyet döneminde açıldığını belirtmiştir. Akyüz, İstanbul’da 1881 yılında açılan Şemsülmaarif adındaki okulun muhtemelen kişilerin açtığı ilk Türk özel okulu olduğunu belirtmiş, ancak kitabın sonraki baskılarında bu okulun açılış tarihini 1884 olarak düzeltmiştir (2007: 240, 2010: 240, 2012: 240). Akyüz daha sonra sırasıyla 1885 yılında Nadir Bey tarafından açılan Numune-i Terakki, 6

1882 yılında açılan Mekteb-i Hamidi, 1884’de açılan Rehber-i Marifet ve 1885’de açılan Ravza-i Terakki mekteplerinden bahsetmektedir. Akyüz, Selanik ve bazı büyük Rumeli kentlerinde de özel okulların açıldığına de- ğinmiş ve tarih vermeden Selanik’te açılan Feyz-i Sıbyan, Mekteb-i Terakki ve Selimiye gibi özel okulların isimlerine yer vermiştir. Akyüz, özel okulla- rın tarihçesine ilişkin olarak verdiği bilgilerin kaynakları arasında Ergin’in Türk Maarif Tarihi ile H. Ali Yücel’in Edebiyat Tarihimizden adlı eserini göstermiştir.

Özel okullar konusuna kısaca değinen Koçer, Tasvir-i Efkâr Gazetesi’nde yayınlanan bir ilandan yola çıkarak, Türkler tarafından açılan ilk özel oku- lun Daruşşafaka7 olduğunu ileri sürmüştür (1991: 72-73).

Konuyla ilgili Özcan (1991) tarafından yapılan bir başka çalışmada ise ilk özel okulun 1872 yılında Selanik’te Şemsi Efendi tarafından açılan okul olduğu ileri sürülmüştür. Özcan, Şemsi Efendinin henüz genç yaşlarında iken rüşdiyeye devam edemeyenlere özel dersler verdiğini ve ilk özel halk dershaneciliğini başlattığını aktarmıştır. Özcan’a göre 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnâmesi’nin Müslüman Türklere de özel okul açma imkânı vermesi, Şemsi Efendiyi cesaretlendirmiş; bazı öğrenci velileri ve meslektaşlarının teşvikiyle yeni bir okul açma kararı almıştır. Özcan’a göre Şemsi Efendi, 1872 yılında bir binada okulunu açmış, bir süre sonra mes- lektaşı Abdi Kâmil Efendi’yi öğretim kadrosuna dâhil etmiştir. Bu okula daha sonra Şemsi Efendi Mektebi adını vermiştir. Özcan çeşitli kaynaklar- dan derlediği bu bilgileri naklettikten sonra “Şimdiki bilgilere göre Şemsi Efendi Mektebi, Cemiyet-i Tedrîsiye-i İslâmiye tarafından 1865 yılında İstanbul’da açılmış olan mektepten sonra, bir Türk tarafından Osmanlı memleketinde kurulan ilk özel okul olma özelliğini taşımaktadır” saptama- sında bulunmuştur (1991).

Özel okulların tarihçesine ilişkin son yıllarda yayınlanan bir diğer çalışmada Selanik’te açılan Terakki Mektebi’nin kuruluş hikâyesi anlatılmıştır. Alkan tarafından kaleme alınan eserde, okulun kuruluş tarihine ilişkin farklı kaynaklardan8 derlenen bilgilere yer verilmiştir. Bu kaynaklarda Terakki Mektebinin kuruluşuna ilişkin beş farklı tarihten bahsedilmektedir. Bu tarihler arasında en fazla tekrar edilen yıl, 1879 yılıdır. Ancak Al- kan, Terakki Mektebinin kuruluş tarihinin 1877 olduğunu ileri sürmüş, bu okulun açılan ilk özel okul olmadığını belirtmiştir: “Terakki Mektebi- nin oluşmasına yol açacak olan ve kurucusunun adını taşıyan Şemsi (Şem- seddin) Efendi Mektebi, 1869 yılında Genel Eğitim Tüzüğü (Maairf-i Umumiye Nizamnamesi) yayımlandıktan sonra kurulmuştur. Bu okul yalnız Selanik’in değil neredeyse Osmanlı İmparatorluğunda kurulan ilk modern özel İslam Okulu olmuştur” (2000: 58).

Alkan’ı Şemsi Efendi Mektebini ilk Türk özel okulu olarak nitelendirmesine ikna eden gerekçe, İzmir kaynaklı Devir gazetesinde yer alan bir yazıdır. Devir Gazetesinin 1873 yılına ait bir nüshasında, Şemsi Efendi imzasıyla yayınlanan “Selanik’ten Varaka” başlıklı yazıda şu ifadeler yer almaktadır: “Vatan çocuklarının maarif feyzini iktibas için etrafımda pervane gibi devr eylediklerini gördüğümden tahammül edemeyip, ikdamca açtığım Sıbyan mektebini takdir ile beraber, usul ve teferruatını havi gazete-i muteberinize bir varaka takdim edecek olur isem, kabul buyuracaklarının vaadini Selanik’e gelen bir zat ile haber gönderdiğinizden, tarif olunmaz derecede iftihar eyledim”. Kurucusunun kendi kaleminden dile getirilen bu ifadeler- den, Şemsi Efendi Mektebinin 1873 yılından önce açıldığı anlaşılmaktadır.

Sandalcı tarafından hazırlanan bir başka çalışma, Şemsi Efendi mektebinin tarihçesine ışık tutacak önemli bilgiler içermektedir. Feyz-i Sıbyan’dan Işık’a Feyziye Mektepleri adlı çalışmada okul mezunlarının anılarına yer verilmiştir. Okul mezunlarından Pasinler Paşa, 1938 yılında Akşam Gaze- tesi’nde yayınlanan anılarında, ‘henüz altı yaşındayken babasının kendisini Şemsi Efendi Mektebine gönderdiğini’ söylemektedir. Paşa’nın doğum tarihi (1868) dikkate alındığında, okulun 1874 yılında açık olduğu anlaşılmaktadır. Elöve’nin anıları ise okulun açılış tarihi konusunda daha kesin bilgiler içerir. Nitekim Elöve Şemsi Efendi Mektebi’nin 1872 yılında açıldığını belirtmiştir: “Şemsi Efendi Mektebi 1872 yılında kurulduğunda öğrencilerin sevgi ve ilgilerini toplamış bulunmasıyla temayüz etmişti.” (Sandalcı 2003: 32–35).

Özel okulların tarihçesine ilişkin bir başka bilgi, Sevük’ün Tanzimat Devri Edebiyatı adlı eserinde geçer. Ahmet Mithat’ın edebi kişiliğinin anlatıldığı bölümde bu zatın Rodos’ta açtığı okuldan bahsedilmektedir. Sevük’ün aktardığına göre 1873 yılında Rodos’a sürgüne gönderilen Ahmet Mithat burada kaldığı üç sene zarfında eğitim ve basın alanında bazı girişimlerde bulunmuş; Medrese-i Süleymaniye adlı bir okul açarak, burada yeni usulle öğretim yaptırmıştır (Sevük yty: 181). Okulun açılış tarihi verilmemekle birlikte, muhtemelen gidişinin en erken ikinci yılında açtığı düşünülürse, bu okulun açılış tarihinin 1874 olması gerekir.

Yukarıda özel okullarla ilgili literatürden derlenerek aktarılan bilgiler incelendiğinde, Osmanlı döneminde açılan ilk özel okulun ismi ve açılış tarihi konusunda biri birinden farklı görüşler olduğu görülmektedir. Konunun açıklığa kavuşması için daha eski kaynaklara ve daha açık bilgilere ihtiyaç vardır. Aşağıda, özel okulların tarihçesine katkı sunmak amacıyla, daha önce hiçbir yerde kullanılmamış bazı yeni bilgilere yer verilmiştir.

Özel Okulların Tarihine İlişkin Yeni Bilgiler

Özel okulların tarihçesini aydınlatacak en güvenilir kaynaklar, kuşkusuz bu okulların açıldıkları döneme en yakın kaynaklardır. Bu düşünceden hareketle, 1870’li yıllarda İstanbul ve Selanik’te yayınlanan gazete ve dergiler taranmış ve özel okulların tarihçesine ilişkin önemli bilgiler elde edil- miştir. Elde edilen bu bilgiler özet olarak aşağıda sunulmuştur.

Şemsi Efendi Mektebi (Feyziye Mektebi’nin Öncüsü)

Özel okulların tarihçesine ışık tutacak iki önemli kaynak, 1870’li yıllarda Selanik’te yayınlanan Rumeli ve Zaman gazeteleridir. Rumeli Gazetesi’nin 11 Ağustos 1873 tarihli nüshasında, özel okul kurucularının öncüsü sayılan Şemseddin Efendi9 ve Selanik’te açtığı okul ile ilgili önemli bilgiler bu- lunmaktadır. Söz konusu gazetede yayınlanan bir yazıda şu bilgiler yer almaktadır: “Çoktan beri harap olup derununda eday-ı salat olunmayan Pişmaniye Cami-i şerifi ittisalında hükumetin rey ve muvafakatıyla Şem- seddin Efendi tarafından mukaddeman bir mektep yapılmıştı. Muma ileyh bu kere cami-i şerif-i mezkûrun bazı mahallerini dahi tamir ederek, şakir- dana namaz kıldırmakta olduğu mesmudur(Rumeli 17 Cemaziyelahir 1290, No: 25: 1). Gazetede yer alan bu bilgiler, Şemsi Efendi’nin, 1873 yılından önce Selanik’te terk edilmiş olan Pişmaniye adındaki bir caminin bitişiğinde hükümet yetkililerinden izin alarak kendi çabasıyla10 bir okul yaptığına işaret etmektedir. Aynı gazetenin 16 Kasım 1873 tarihli nüsha- sında ise Şemsi Efendi’nin usul-i cedid üzere eğitim yapan bir sıbyan mektebi açtığı anlatılmakta ve Selanik valisinin Şemsi Efendi Mektebini ziyaret ettiği aktarılmaktadır (Rumeli 25 Şevval 1290, No: 42: 1).

1870’li yıllarda Selanik’te yayımlanan Zaman gazetesinde de Şemsi Efen- di’nin açtığı mektep hakkında önemli bilgiler bulunmaktadır. Gazetenin 1874 yılına ait nüshalarından birinde şöyle bir haber yer almaktadır: “Şemseddin Efendi’nin mektebine gittim. Ne görsem? Gerek intizam ve terbiyece ve gerek tahsilâtça talebenin her birerlerini kız mektebinden11 âlâ gördüm. Gördüm de şaştım kaldım. Bu sırada idi ki muallim-i mumaileyh dört yaşında bir çocuğu yanına getirip kitabını eline verdi. Ve çocuk da hemen süratle okumaya başladı. Allaha emanet böyle henüz nutka kabil olan çocukta gördüğüm zekâyı nasıl tarif edeyim bilemem” (Zaman 25 Recep 1291: 2). Gazetede yer alan bu haberde, Şemseddin Efendi’nin açtığı okula işaret edilmekte ve eğitim bakımından övülmektedir.

Şemsi Efendi Mektebi hakkında bilgiler veren bir başka kaynak, 1876 yılında İstanbul’da yayınlanan Etfal dergisidir. Derginin 1875 yılına ait nüshalarında Şemsi Efendi Mektebinin açılış tarihi, okulda görev yapan öğretmenler, okulun öğretim anlayışı, okuldaki öğrenci sayısı ve ders prog- ramı hakkında önemli bilgiler içeren iki yazı yayınlanmıştır. Bunlardan ilki, bu okulun öğrencisine ait bir mektuptur. Dergi öğrenci mektubunu şöyle haberleştirmiştir: “Selanik sıbyan mektebi sınıf-ı evvel şâkirdânından Ali Rıza imzasıyla bir mektup aldık. Ali Rıza namındaki şu efendinin derece-i zekâsını mektubundaki yazısıyla şuyu-u ifadesi tayin ediyor. Bu mek- tup Selanikte usul-ü cedide üzere bir sıbyan mektebi olduğunu ve seksen- dokuzsenesi12 Ramazan-ı şerif iptidasında valiy-i vilayet devletlü Ömer Fevzi Paşa hazretleri zamanında teşkil buyurulduğunu beyandan sonra, bidayet-i teşkilinde yirmi otuz talebeden ibaret olduğu halde havaceleri bulunan Şemsi, Halil, Derviş Efendilerin say ve gayreti sayesinde bugün yüzyetmiş kadar etfalin vücudundan bahs ediyor” (Etfal 21 Cemaziyülevvel 1292/25 Temmuz 1875, Numero 10: 3). Öğrenci mektubunun deva- mında Selanik dışında benzer okullar olup olmadığını merak ettiğini belir- tiyor ve şu ifadeyi kullanıyor: “Selanik gibi bir vilayette bundan başka mektebimiz yoktur.Okuyucu mektubunda geçen bu bilgiler gerek Rumeli gazetesinde gerekse Zaman gazetesinde yer alan bilgilerle ötüşmekte, Şemsi Efendi Mektebinin Hicri 1289 Ramazan ayında yani Kasım 1872’de açıldığını çok açık biçimde göstermektedir.

Şemsi Efendi Mektebine ilişkin bir başka önemli bilgi, 1882 yılında İstanbul’da yayınlanan Çocuklara Kıraat dergisinde bulunmaktadır. Dergide, yayınlanan bir okuyucu mektubunda, Şemsi Efendi’nin Selanik’teki mektepleri usul-i cedideye dönüştürmek için büyük çaba gösterdiği belirtilmiş ve şu değerlendirme yapılmıştır: “Mektebin her intizamı yerinde, programı gayet mükemmeldir. Şakirdanı zükur ve inas ikiyüzden ziyade olarak, ders- lerine hazır bulunuyorlar. Arapça, Türkçe, Farisice, Fransızca okuyorlar” (Çocuklara Kıraat 1289, Sayı 11: 83). Bu bilgiler, okulun giderek büyüdüğünü göstermektedir. Gazete ve dergilerde yer alan bu haberlerden de anlaşıldığı üzere, 1872 yılında ilk açıldığında 20-30 öğrencisi bulunan Şemsi Efendi Mektebi, 1876 yılına gelindiğinde 170 öğrenciye, 1882’de ise 200 öğrenciye ulaşmıştır.

Şemsi Efendi Mektebinin 1872 yılında açıldığına ilişkin bu eski kaynaklar- da (Rumeli, Zaman, Etfal ve Çocuklara Kıraat) yer alan ve daha önce başka yerde kullanılmayan bilgiler, gerek okulun kurucusu Şemsi Efendi’nin 1873 tarihli Devir Gazetesinde yayınlanan mektubundaki bilgiler ve gerek- se Pasinler Paşa’nın 1938 yılında Akşam Gazetesi’nde yayınlanan anılarında dile getirdiği bilgilerle tam olarak örtüşmektedir. Öte yandan Elöve’nin anılarında okulun kuruluş tarihi olarak verdiği 1872 tarihiyle de birebir uyuşmaktadır.

Şemsi Efendi Mektebi daha sonra isim değiştirmiş ve Feyzi Sıbyan13 adını almıştır. Feyz-i Sıbyan adı Selanik kaynaklı süreli yayınlarda sıkça geçmek- tedir. Selanik’te yayınlanan Çocuklara Rehber dergisinin 3 Temmuz 1897 tarihli sayısında Feyz-i Sıbyan hakkında şöyle bir bilgi yer almaktadır: “Şehrimiz mekatib-i hususiyesi arasında bir mevki-i mümtaz ihraz etmiş bulunan bu iki14 mektep, bidayet-i tesis ve küşadlarından beri her sene asar-ı nevin muvaffakiyet göstererek tarik-i terakkide hutuvat-ı seriyye ile kat-ı mesafe etmektedir. Mekteb-i Terakki bundan on sekiz, Feyz-i Sıbyan da on iki sene evvel küşad olunmuş ve az müddet zarfında terakkiyat-ı zamaneye cisban olacak muktedir talebe yetiştirmiştir” (Çocuklara Rehber 1897, Sayı. 13: 4). Derginin yayınlandığı 1897 yılından 12 yıl geriye gidildiğinde Feyz-i Sıbyan’ın kuruluş tarihi 1885 yılına tekabül eder. Aslında bu tarih Şemsi Efendi Mektebi’nin isim değiştirerek Feyz-i Sıbyan adını aldığı tarihtir.

Aynı derginin 35. sayısında (16 Aralık 1898) bu okulla ilgili bir başka önemli bilgi daha bulunmaktadır: “Şehrimizin mekatib-i hususiyesi ara- sında ciddiyet-i tahsil ve intizamı ile mevki-i mümtaz ihraz etmiş bulunan Feyz-i Sıbyan Mektebinin ondördüncü sene-i devriye-i tesisiyesi iptidası olmak hasebiyle, şehr-i halin birinci Salı günü encümen-i heyet-i aliyesi ile bazı müsafirin-i kiram mektebe gelmişler” (Çocuklara Rehber 1898, Sayı. 35: 8). 1898 yılından ondört yıl geriye gidildiğinde 1884 tarihi karşımıza çıkar ki, bu durumda Feyz-i Sıbyan adının ilk defa bu tarihlerde kullanıl- maya başlandığını söyleyebiliriz.

Mekteb-i Terakki Ne Zaman Açıldı?

İlk Türk özel okullarından bir diğeri Selanik’te açılan Mekteb-i Terak- ki’dir. Çocuklara Rehber dergisinde okulun kuruluş tarihi 1879 olarak verilmiştir. Okulun kuruluş tarihine ilişkin bir başka önemli bilgi 1905 yılında Selanik’te yayınlanan Çocuk Bahçesi adlı dergide geçmektedir. Der- gide Yadigâr-ı Terakki adındaki özel okuldan sıkça söz edilmektedir. Yadigâr-ı Terakki aslında Mektebi Terakki’nin devamıdır. Çocuk Bahçesi dergisinden öğrendiğimize göre, 1901 yılında Mekteb-i Terakki’nin erkek ve kız bölümlerini kapsayacak büyük bir okul binasının temel atma töre- ninde, Padişah Abdulhamit’in tahta çıkışının 25. yılı anısına okulun adı Yadigâr-ı Terakki olarak değiştirilmiş ve bundan sonra Mekteb-i Terakki adı yerine Yadigâr-ı Terakki adı kullanılmaya başlanmıştır (Çocuk Bahçesi 1905, Sayı. 27: 12).

Derginin, 4 Ağustos 1321 (M. 1903) tarihli sayısında yer alan bir haberde geçen başka bir cümle okulun tarihçesi hakkında dolaylı bir bilgi sağla- maktadır. Bu haberde geçen ifade şöyledir: “Yeniden küşad edilen leyli kısmı müdüriyetine de mektebin otuz senelik muallimi olan ve birkaç defalar müdüriyeti deruhte ederek, pek çok muvaffakiyetler ibraz eden Derviş Efendi tayin edilmiştir” (Çocuk Bahçesi 1903, Sayı. 27: 12). Bu ifadeden Derviş Efendi’nin15 Terakki Mektebi’nin otuz yıllık öğretmeni olduğu ve birkaç kez okulun müdürlüğünü üstlendiği anlaşılmaktadır. En önemlisi de okulun 1903 yılına gelinceye kadar en az otuz yıllık bir geçmi- şinin bulunduğuna işaret etmektedir. Bu durumda okulun 1873 yılından önce açılmış olması icab eder. Ancak bu bilgi hiçbir yerde geçmemektedir. Okulun tarihçesine ilişkin olarak hazırlatılan kitapta açılış tarihi 1877 olarak belirlenmiştir. Derviş efendinin okul kurucusu olup olmadığı, daha da önemlisi Mekteb-i Terakki’nin kurucusu olup olmadığını da tam olarak bilemiyoruz. Ancak Rumeli gazetesinde yer alan bir yazıda Derviş Efendinin de tıpkı Şemsi Efendi gibi çok genç yaşlarda okul açma faaliyeti içeri- sinde olduğunu anlıyoruz. Rumeli gazetesinin 72 numaralı sayısında yer alan bir yazıda Selanik’te Şemsi Efendi mektebiyle birlikte Abdi ve Derviş Efendilerin açtıkları okulların da bulunduğu bilgisi yer almaktadır: “Mekteb-i sıbyan muallimi marifetli Şemseddin ve Abdi ve Derviş Efendilerin şakirdanı, işbu haziranın yirmidokuzuncu Cumartesi günü devletli vali paşa hazretleriyle divan-ı temyiz vilayet reisi faziletli bey efendi hazretleri ve sair erkân-ı vilayet ve eşraf-ı memleket hazır oldukları halde, imtihanlarına bed-ü mübaşeret edileceği sırada, beş yaşında İbrahim İhsan Efendi tarafından atide muharrer nutuk kemal-i serbesti ile bilânoksan kıraat olunduktan sonra imtihana başlanmış” (Rumeli 29 Cemaziyelevvel 1291, No: 72: 1). Bu haberden Derviş Efendi’nin Şemsi Efendiyle birlikte aynı okulda mı çalıştığı, yoksa ayrı bir okul mu açtığı tam olarak anlaşılama- maktadır. Ancak 1876 tarihli Etfal dergisinde geçen bir yazıda Halil ve Derviş adlı kişilerin bu okulun öğretmenleri olduğu belirtilmektedir. Derviş Efendi aslında Şemsi Efendi’nin yakın arkadaşı ve yenilikçi eğitimciler- dendir. Değişik kaynaklarda bu iki ismin uzun yıllar birlikte çalıştıklarına dair bilgiler bulunmaktadır. Bu durumda Terakki Mektebinin açılış tarihini 1873 yılına götürmek yerine, Şemsi Efendinin açtığı okulda çalışmaya başladığı yıl olarak anlamak kanaatimizce daha doğrudur.

Ancak Terakki Mektebinin 1880 yılından hemen önce açıldığına işaret eden bir başka bilgi bu yorumumuzu değiştirecek niteliktedir. 1903 tarihli Çocuk Bahçesi dergisinin 23. sayısında şöyle bir haber bulunmaktadır: “Mütehayyizan-ı vükelay-ı deavinden ve mektebin komisyon-u azasından izzetlü Hasan Akif Efendi, irad ettiği heyet-i idare nutkunda bu yirmi beşinci tevzi-i mükâfata kadar mektebin geçirdiği hayat-ı tedrisiyey-i teşrih ile programlarda icra edilen tadilattan bahsetmiş, mektebin leyliye ifrağ edildiğini hüzzar-ı muhteremeye tebşir eyleyerek duay-ı vacib’üleday-ı şehriyar-ı azam ile nutka hüsn-ü hatime vermiştir” (Çocuk Bahçesi 1903, Sayı. 23: 10). Bu haberde, okulun yirmi beşinci ödül dağıtım töreninin yapılmakta olduğu belirtilmektedir. Ödül dağıtım törenlerinin aynı zamanda mezuniyet töreni olduğu dikkate alınacak olursa, törenlerin yapıl- dığı 1903 yılında okulun yirmi beşinci mezunlarını vermekte olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda okulun 1878 yılında açıldığını söyleyebiliriz. Bu çıkarsama Çocuklara Rehber Dergisinde okulun açılış tarihi olarak verilen 1879 tarihiyle de kısmen uyuşmaktadır. Okulun kuruluş tarihi hakkında şu gerçeği de dikkate almak durumundayız. Bilindiği gibi Tanzimat dö- neminde ilkokullar dört yıllıktır16 ve ilkokul düzeyindeki bir okulun mezun verebilmesi için açılışından itibaren en az dört yıl geçmesi gerekmek- tedir. Bu durumda okulun açılış tarihinin 1873 ya da 1874 olduğu söylenebilir. Ayrıca yukarıda bu okulun otuz yıllık öğretmeninden (Derviş Efendi) bahsedilmişti. Bu iki bilgi dikkate alındığında, Derviş Efendinin okulunu 1873 yılında açtığı ve muhtemelen 1878 ya da 1879 yılında adını Mekteb-i Terakki olarak değiştirdiği söylenebilir.

İsmail Efendi (Lisan) Mektebi

Selanik’te açılan ve hiçbir kaynakta geçmeyen bir başka özel okul daha bulunmaktadır. Bu okul İsmail Efendi17 tarafından açılan ilköğretim düze- yindeki bir okuldur. 1873 yılına ait Rumeli Gazetesinde şöyle bir haber yer alır: “Maarif heveskârânından Selanikli İsmail Efendi yeni bir sıbyan mektebi açmış, başlıca talimi Türkçe, Fransızca, İtalyanca, Yahudice dahi okutur imiş. Cenab-ı Hak muvaffak buyursun. İşte hamiyet-i vatana muhabbet istikbalimize hizmet böyle olur” (Rumeli, 3 Sefer 1290/1 Nisan 1873: 1).

Gazetenin sonraki nüshalarında İsmail Hakkı’nın açtığı okula ilişkin daha ayrıntılı bilgiler de verilmiştir. 18 Ağustos 1873 tarihli sayısında yer alan bir habere göre İsmail Hakkı, hükümetin de iznini alarak, Abdullah Kadı Mahallesinde terk edilmiş bir mescidin arsasına bir okul yaptırmıştır. Yine Gazete haberine göre halk İsmail Efendinin Mektebine tepki göstermiş ve valiliğe şikâyette bulunmuşlardır. Ancak vilayetin şikâyetlere ilgisiz kalması üzerine halk bu okulu yıkmak için harekete geçmiş, bunun üzerine okul başka bir yere nakledilmiştir. Okulun yeni yapılan kısmı da yıktırılmıştır: “Hükumet-i seniyenin rey ve ruhsatı üzerine nefs-i Selanikte Abdullah Kadı Mahallesinde vaki harap mescid-i şerif arsasının bir köşesinde mukaddeman İsmail Efendi tarafından müceddiden bina ve inşa edilen ve aleyhinde mahalle halkının göngüleri ve bilahare yıkmağa tasaddi ettikleri, gazetemizle beyan olunan mektebin sonradan tahakkuk eden mahzura binaen başka bir mahalde yapılmak üzere yıktırıldığı istima edildi(Rume- li 24 Cemaziyelahir 1290/18 Ağustos 1873, No. 26: 2).

Rumeli gazetesi İsmail Hakkı mektebinin akibeti ve özellikleri hakkında daha ayrıntılı bilgiler de vermektedir. Gazete haberine göre bu okul, Türkçe (Osmanlıca) dışında başka dillerin de öğretildiği ilkokul düzeyinde bir lisan okuludur: “Maarifmendan-ı asırdan vatan muhabbetiyle mütehammil ve Selanik’in ahalisinden İsmail Hakkı Efendinin elsine-i muhtelifeyi kıraat ettirmek üzere mekteb-i iptidaiye namıyla bir sıbyan mektebi küşad eylediği gazetey-i muteberenizin altıncı numerolu nüshasında maaliftihar görüldü.” Haberin devamında okulun geçici olarak Yeni hamam karşısında bir evde açıldığı bilgisi de yer almaktadır. “Acizleri mekatib-i sıbyanın ilerlemesine herkesten ziyade heveskâr bulunduğum cihetle meketb-i mezkûru diğer bir mahalde tevsi edince şimdilik suret-i muvakkatada ve Yeni Hamam karşısında dokuz numerolu hanedeki mektebine girip ra’yelayn müşahede eyle- dim(Rumeli 23 Sefer 1290/21 Nisan 1873, No. 9: 3).

Bu haberden yaklaşık iki ay sonra, Rumeli Gazetesinde yer alan başka bir yazıda, İsmail Hakkı’nın açtığı okula karşı mahalle halkının gösterdiği tepki, eleştirel bir üslupla haberleştirilmiştir. Haberden anlaşıldığına göre İsmail Hakkı, daha önceleri kendi evinde bir grup öğrenciye eğitim vermekte iken, hükümetten aldığı izinle metruk durumda olan bir medrese arsasının bir köşesine tüm masrafını kendisi karşılayarak bir okul yaptır- mıştır. Ancak kendi evlerinin pencerelerini ve kapılarını bu arsaya açacak şekilde yaptıran mahalle sakinlerinden bazıları, okulun burada yapılmasına mani olmak istemiş ve yıkılması için valiliğe dilekçe vermişlerdir. Gazete haberinde bu durum tuhaf olarak nitelendirilmiş, halkın eğitim-öğretim için inşa edilen böyle bir okuldan rahatsız olması yadırganmıştır. Haberin devamında halkın asıl düşmanının cehalet olduğu ve Hükümetin de eği- timin yaygınlaşması ve gelişmesi için bunca fedakârlık yaptığı bir dönemde olup bitenlerin anlaşılmaz olduğu vurgulanmıştır. Yazının devamında okula katkı olması için, İstanbul’dan çoğunluğu gayr-i Müslimlerden oluşan Osmanlı Tiyatrosu adında bir kumpanyanın Selanik’e gelerek burada bir temsil verdiği ve bir gecelik gelirini bu okula bağışladıkları bilgisi de yer almaktadır (Rumeli 20 Rebiyülahir 1290/16 Haziran 1873, No. 17: 2).

Gazetede ayrıca okulla şu değerlendirme yazısına yer verilmiştir:

“Bu mektebin yapıldığı bir mescid-i şerifin esas-ı kadimi değildir. Havlu- sunun bir köşesidir. Mescid-i şerif mamuriyetini heman bilinemeyen bir zamandan beri (Kaa-i Safsafa) harap ve biyab yalnız arsa halindedir. Bu gayretli İsmail Efendi ortaya çıktı bir mektep yapmak istedi. Hükümet-i seniyye de mescid-i şerifin bir parça arsası hiç olmazsa böyle devair-i ilmiye ile olsun şenlensün deyu ruhsat verdi. Şimdi fena mı oldu? İsmail Efendi bir tarafta mektep yapar ve mahalle ahalisi de mademki elli altmış senelik harab bir mabed-i şerifi ihya etmeyi şimdiye kadar korumuşlar da mamur ederler ise niçün mektep oldu deyü sevabı mukriz ile korkmazlar ya! Sevab o sevabdır. Ama denilirse mescidin ihyası mektebin imanesine mevkufdur. İşte bu olmadı. Gayret-i diniye böyle olmasını değil sözünü böyle tecviz etmez de kalırsa hem mektep mamur olsun hem de talebesi ve mahalle ahalisi eday-ı salat için başka camilere gitmek tekâlifinden vareste olmak üzere mescid-i şerif dahi ihya edilsin. Geliniz bakalım ağalar haydi bir iane açınız. Cenab-ı hak eksik etmesin memleketimizde size de yardım edecek mahiyyetdan pek çok bulunur. Size de hamiyet-i milliyenizi emsal-i irae ile hem dünyada eyilikle yardım olunursunuz hem de ahretinizi bulmak için bir büyük sevap kazanmış olursunuz(Rumeli 20 Rebiyülahir 1290/16 Haziran 1873, No. 17: 2).

Rumeli gazetesinde yer alan bu bilgiler, İsmail Hakkı’nın Selanik’te kişisel çabasıyla 1872-73 yıllarında bir özel okul açtığını göstermektedir. Bu bilgiler, özel okulların tarihçesine ilişkin araştırmalarda hiç kullanılmamıştır.

Şemsülmaarif Ne Zaman Açıldı?

Güvenilir eğitim tarihi araştırmalarında Şemsülmaarif adlı Rüşdiye düzeyindeki okul, Türkler tarafından açılan ilk özel okul olarak nitelendirilmekte ve bu okulun kuruluş tarihi bazı kaynaklarda 1881 veya 1882 olarak geçmektedir (Akyüz 1999: 208; Ergin 1977: 951). Bu okulun kuruluş tarihi daha sonra Akyüz tarafından 1884 olarak düzeltilmiştir (2012: 240).

Bu kaynaklarda okulun kuruluş tarihinin önüne muhtemelen ifadesi ko- nularak kesin bir tarih vermekten kaçınılmaktadır. Oysa Tercüman-i Ha- kikat gazetesinin çocuklar için yayınladığı ekinde yer alan bir bilgi, Abdi Kamil Efendi’nin İstanbul’da açtığı özel okulun19 tarihinin, 1881 (veya 1884) değil muhtemelen 1875 veya 1874 olduğunu göstermektedir. Gazete ekinin 18 Teşrin-i Sani 1292 / M. 1875 tarihli sayısında yer alan bilgi şöyledir: “Hususi sıbyan mektebi muallimi Selanik’li Abdi Kamil Efendi, birkaç senedir teşkil eylediği sıbyan mektebinde, çocukları okutmak hususunda pek güzel maharet göstermiş olduğu gibi, bu defa bazı zevatın teşvi- kiyle Süleymaniye civarında bir de kız mektebi küşad etmeye karar vermiş ve kendi haremi bulunan hanımı dahi iş bu kız mektebinde muallimelik edecek imiş.”20

Habere göre Abdi Kamil Efendi’yi teşvik eden grup, açılacak okul için parasal katkıda bulunmuşlardır. Aynı derginin 15. sayısında Maarif Neza- reti tarafından Abdi Kamil Efendi’ye bir kız okulu açması için ruhsat verildiği belirtilmektedir. Dergide yer alan bilgiye göre Süleymaniye civarın- daki bir ev muntazam bir kız mektebi olacak şekilde planlanmış ve Abdi Kamil Efendi bu okul için bir nizamname dahi hazırlamıştır (Tercüman-ı Hakikat, Sayı 15: 3). Abdi Kamil Efendi daha sonra bu mektebi Şehzadebaşı’ndaki Feyziye caddesinde bulunan Neşet Bey Konağına naklederek, bir de yatılı kısım eklemiştir. Birlikte çalıştıkları Nadir Bey ise Abdi Kamil Efendiden ayrılarak, 1885 yılında Numune-i Terakki adında başka bir özel okul açmıştır.

Sonuç

Özel okulların açılması, her şeyden önce, Tanzimat döneminde başlayan eğitimde yenileşme çabalarının bir sonucudur. Öte yandan Türkler eliyle özel okullar açılmasında, azınlık ve yabancıların girişimleri ve eğitim alanındaki atılımlarının da etkisi olmuştur. Türkler bu gelişme karşısında başta sessiz kalmış; ancak, bu okulları yakından tanıyan ve eğitimin gidişatından memnun olmayan bazı eğitimciler, Türkçe öğretim yapacak özel okullar açma yoluna gitmişlerdir.

Özel okulların kuruluşuyla birlikte, 19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nde alışık olunmayan yeni bir eğitim anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu yeni anlayış, eğitimin ticarileşmesidir. Daha önce gönüllülük ve karşılıksız olma esasına dayalı eğitim süreci, artık parası olanların daha iyisine ulaşabileceği bir uygulamaya dönüşmüştür. Bu gelişme aslında var olan bir uygulamanın kurumsal bir yapıya dönüşmesinden ibaretti. Zira öteden beri üst düzey bürokratlar ve varlıklı aileler, çocuklarının eğitimi için parayla özel öğretmen tutuyorlardı. Ancak 19. yüzyılda eğitim ve bilim alanında yaşanan gelişmeler bu uygulamanın kurumsal bir yapıya dönüşmesi gereğini ortaya koymuştur. Çünkü eğitim ve bilim alanındaki ilerleme ve gelişmeler eğitim süresinin uzamasını ve öğretim programlarının çeşitlenmesini zorunlu hale getirmiştir. Ancak Devlet okulları eliyle bu yeni anlayışı uygulamak mümkün olamamıştır. Bunun üzerine bazı eğitimcilerin girişimleriyle dev- let okulları dışında yeni okullar açılması yoluna gidilmiştir.

Dönemin eski kaynaklarından elde edilen bu yeni bilgilere göre şahıslar eliyle açılan ilk özel okullar İstanbul’da değil Selanik’te ortaya çıkmıştır. Avrupa’daki eğitsel gelişmeleri Selanik’teki azınlık ve yabancılar vasıtasıyla yakından izleyen bir grup eğitimci, özel okulların açılışında öncülük yap- mışlardır. 1870’li yılların başında Selanik’te yayın hayatına başlayan Rumeli ve Zaman gazeteleri bu dönemde olup bitenleri haberleştirerek eğitimdeki gelişmelere dikkat çekmeye ve kamuoyu oluşturmaya çalışmışlardır. Bu gazetelerin sunduğu bilgiler önemli bir konunun aydınlatılmasını sağlamıştır. Gerek bu gazetelerin ve gerekse diğer bazı süreli yayınların çeşitli nüshalarında isim, tarih, yer, program ve diğer ayrıntıları hakkında verdiği bilgiler, özel okulların çok büyük bir ihtimalle 1872 yılında açılmaya başladığını göstermektedir. Dönemin özgün kaynaklarından elde edilen bu yeni bilgiler, özel okulların ilk açılış tarihini mevcut bilgilerden farklı olarak on yıl kadar geriye götürmektedir. Yine bu bilgilerden anlaşıldığı üzere ilk açılan özel okullar Şemseddin Efendi Mektebi (1872 yılında Selanik’te) ve İsmail Hakkı (Lisan) Mektebi (1872 yılında Selanik’te)’dir. Ayrıca Derviş Efendi’nin de bu yıllarda (1873 veya 1874 yıllarında ve Selanik’te) bir okul açtığı güçlü bir ihtimaldir. Öte yandan bu yeni bilgiler Türk eğitim sisteminin gelişimi açısından 1870’li yılların çok önemli olduğunu gözler önüne sermiştir. Zira bu yıllarda Selanik’te bir grup eğitimci, her türlü zorluğu göze alarak, ısrarlı biçimde özel okul açma girişiminde bulunmuşlardır. Bunlar daha sonra birlikte ve ayrı ayrı çalışan Şemdseddin Efendi, İsmail Hakkı, Derviş Efendi ve Halil Efendidir. Şemseddin, İsmail Hakkı ve Derviş 1872-73 yıllarında kendi okullarını açma girişiminde bulunmuşlar, 1870’li yılların sonunda bu okulları kurumsal yapıya dönüştürerek daha büyük ve etkili hale getirmeyi başarmışlardır.

Araştırmada elde edilen bir başka önemli bulgu da İstanbul’da açılan Şem- sülmaarif adındaki okulun tarihçesine ilişkindir. Zira eski ve güvenilir kaynaklarda bu okulun açılış tarihi 1882 olarak verilmiştir. Bizim elde ettiğimiz yeni bilgiler bu okulun açılış tarihinin 1874 ya da 1875 olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak bu araştırma kapsamında elde edilen bilgiler, kanaatimizce özel okullar konusunu bir nebze daha aydınlatmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular, Türkler eliyle açılan ilk özel okulun yeri, tarihi ve ismi konusundaki eski bilgileri büyük ölçüde değiştirecek niteliktedir. Ancak kesin bir yargıya varmak için orijinal kaynaklara dayalı yeni araştırmalara ihtiyaç vardır. Konuyla ilgilenen araştırmacıların, dönemin resmi belgeleri ve özgün kaynaklarına dayalı olarak yapacakları yeni araştırmalar, özel okulların gelişim sürecinin aydınlatılmasını sağlayacaktır.

Açıklamalar

  1. 1847 yılında yayınlanan bu talimat’ın orijinal adı, “Etfalin Talim ve Tedris ve Terbiyele- rini ne Veçhile İcra Eylemeleri Lazım Geleceğine Dair Sıbyan Mekatibi Haceleri Efendi- lere İta Olunacak Talimat”’tır.
  2. Bk. Mahmud Cevad, Maârif-i Umûmiye Nezâreti, Târîhçe-i Teşkîlât ve İcrââtı (İstanbul: Matba‘a-i ‘Âmire, 1338).
  3. Gazeteci, edebiyatçı ve eğitimci kişiliği olan Ahmet Rasim Daruşşafaka’dan mezun olmuştur.
  4. Bu okulun adı daha sonra Medrese-i Edebiye olarak değiştirilmiştir.
  5. Bu okulun ilk adı Feyz-i Sıbyan’dır.
  6. Aslında bu okulun açılış tarihi diğerlerinden daha erken olmasına karşın, ilk açılan okul olarak nitelendirilmemiştir.
  7. Daruşşafaka, 1 Mart 1281 (1865) yılında Cemiyet-i Tedrisiye-i İslamiye tarafından, cahil kalmış esnaf çocuklarını okutmak üzere İstanbul Kapalı Çarşı civarında bir binada açıl- mıştır.
  8. Bu kaynaklar arasında, 1315 H. tarihli Selanik Vilâyet Salnamesi, 1320-1322 H. tarihli Okulun Karar Defteri, Okulun 1326 H. tarihinde yapılan Encümen Toplantı Tutanağı, 1930 yılında yayınlanan bir makale, Meşrutiyet Döneminde okulun yayınladığı Tanıtım Kitapçığı, 1877 yılında okul kurucularının hazırladığı bir Devir Senedi bulunmaktadır.
  9. Bazı kaynaklarda Şemsi Efendi olarak da geçmektedir. Şemsi Efendi, 1852 yılında fakir bir ailenin çocuğu olarak Selanik’te doğmuştur. İlköğrenimini doğduğu şehirde tamam- layan Şemsi Efendi, ortaöğrenimini 1867 yılında 15 yaşlarında iken Tanzimat dönemi- nin modern eğitim kurumlarından Selanik Rüşdiyesinde tamamlamış, Arapça, Farsça yanında Fransızca öğrenmiştir. Şemsi Efendi, bir süre rüşdiyeye devam edemeyen çocuk- lara özel dersler vermiştir.
  10. Özcan 1914 tarihli bir kaynağa dayanarak Şemsi Efendi’nin okulunu İsmail Hakkı ile birlikte açtığını daha sonra meslektaşı Abdi Kâmil Efendi’yi öğretim kadrosuna dâhil et- tiğini iddia eder. Ancak okulun açıldığı tarihe çok yakın kaynaklarda yer alan bilgilerde İsmail Hakkı’nın adı geçmemektedir. 1875 yılında yayınlanan bir başka kaynakta ise Şemsi Efendi Mektebinde Halil ve Derviş Efendilerin görev yaptıkları belirtilmektedir.
  11. AynıgazetedebuhaberinüstkısmındatanıtılanSelanik’tekibirkızokulukastedilmektedir.
  12. Hicri 1289 senesi kastedilmektedir. Miladi yıl karşılığı 1872’dir.
  13. Bazı kaynaklarda da Feyziye Mektebi şeklinde geçmektedir. Bu okul aslında Şemsi Efendi Mektebinin devamıdır.
  14. Diğeri Mekteb-i terakkidir.
  15. Usul-icedid hareketinin öncülerinden olan Derviş Efendi, Selanik’teki yenilikçi eğitim akımının en önemli temsilcilerindendir.
  16. Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, Madde 6.
  17. Daha sonraki tarihlerde adı İsmail Hakkı Bey olarak geçmektedir. Selanik’in önde gelen eğitimcilerinden olan İsmail Hakkı, Selanik’teki diğer özel okullarda ve devlete ait okul- larda görev yapmıştır.
  18. “Ebnay-ı vatanın talim ve terbiyeleri maksad-ı Hayri muradıyla İsmail Hakkı Efendinin bir mektep küşad ettiğini ceride-i muteberenizin nusha-i sabıkasında nazar-ı memnuni- yetle görülmüş idi. Efendiy-i mumaileyh etfal-i mevcudeyi şimdiye kadar kendi hanesin- de tedris etmekte idiyse de mektep olmak üzere bir mahal-i mahsusa ihtiyacın lüzumu derkar olup bu babda vuku bulan arz ve istirhamı ve hükümet-i seniyeninneşr-i maarif yolunda kabil-i inkar olmayan ulu himmet ve inayeti eseri olarak zuhur eden müsâadâtı üzerine masrafı kendi tarafından tesviye olunmak üzere Abdullah Kadı Mahallesinde sini ve fakireden biri eser-i bina bile kalmayan ve civarındaki hanelerin mezbeleliği denilmeye şayeste olan mescit arsasının bir köşesinde inşa ettirmekte olduğu mektep mahalleliden bazılarının ve hususen mezkur arsaya nazır bir takım pencere ve kapılar küşad eden hane- ler ashabının mizaçlarına muvafık gelmediğinden orada mektep inşasına mümanaat et- mek efkarında oldukları işitilmiş ve bunun içün galiba bir arzuhal dahi tertip ve takdim edilmiş. Ne tuhaf şey” (Rumeli 20 Rebiyülahir 1290/16 Haziran 1873, No. 17: 2).
  19. Abdi Kamil Efendinin açtığı okulun adı Şemsülmaarif’tir.
  20. Tercüman-i Hakikat, Sayı 9, s. 2.

Kaynaklar

Akyüz, Yahya (1989). “Tanzimat Döneminde Eğitim, Öğretim, Anlayış ve Uygu- lamalarında Görülen Yenilikler”. Milli Eğitim, Aralık 1989: 3-6.

_____, (1999). Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1999’a). İstanbul: Alfa Yay.

_____, (2007). Türk Eğitim Tarihi (M. Ö 1000-M.S.2007). Ankara: PegemA Yay.

_____, (2010). Türk Eğitim Tarihi (M. Ö 1000-M.S.2010). Ankara: Pegem Aka- demi.

Alkan, M. Önal (2000). İmparatorluk’tan Cumhuriyet’e, Selanik’ten İstanbul’a, Te- rakki Vakfı ve Terakki Okulları (1877-2000). İstanbul: Boyut Matbaacılık.

Berker, Aziz (1945). Türkiye’de İlk Öğretim I (1839-1908). Ankara: Milli Eğitim Basımevi.

Cevad, Mahmud (1338). Maârif-i Umûmiye Nezâreti, Târîhçe-i Teşkîlât ve İcrââtı. İstanbul: Matba-i ‘Âmire.

Düstur, (1289/1872). Dersaadet: Matba-i Amire.

Elöve, E. Mustafa (1991). Bir Demet Işık. İstanbul: Afa Matbaacılık.

Eren, İsmail (1969). “Atatürk’ün İlk Hocası Şemsi Efendi”. Belgelerle Türk Tarihi Dergisi V/26: 5-7.

Ergin, Osman (1977). Türk Maarif Tarihi (I-V). İstanbul: Eser Matbaası.
Koçak, Cemil (1985). “Tanzimat’tan Sonra Özel ve Yabancı Okullar”. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi. İstanbul: İletişim Yay.
Koçer, H. Ali (1991). Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişmesi (1773- 1923). İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
“Maarif-i Umumiye Nizamnamesi”. Düstür, (1289/1872). Dersaadet: Matba-i Amire.

Özcan, Mert (1991). “Atatürk'ün İlk Öğretmeni Şemsi Efendi (1852-1917)”. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi: VII/20: http://atam.gov.tr/ataturkun- ilk-ogretmeni-semsi-efendi-1852-1917/ [Erişim 04.11.2013].

Sandalcı, Mert (2004). Feyz-i Sıbyan’dan Işık’a Feyziye Mektepleri. İstanbul: Feyzi- ye Mektepleri Vakfı.

Sevük, İ. Habib (1951). Tanzimat Devri Edebiyatı. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.

Somel, S. Akşin (2001). “The Modernization of Public Education in the Ottaman Empire (1839-1908)”. Islamization, Autocracy and Discipline. Leiden Bos- ton: Brill 2001.

Ülke Eğitiminde 90. Yıl (1885-1975). Özel Işık Lisesi (1975). İstanbul: Feyziye Mektepleri Vakfı.

Çocuk Bahçesi Sayı 23: 10.
Çocuk Bahçesi Sayı 27: 12.
Çocuklara Kıraat Sayı 11: 83, 1 Recep 1299/19 Mayıs 1882. Çocuklara Rehber Sayı 13: 4.
Çocuklara Rehber Sayı 35: 8.
Devir Sayı 3, 9 Recep 1289: 1.
Etfal 1291 (1875): 5.
Etfal 13 Cemaziyelahir 1292, Numero 14.
Etfal 21 Cemaziyülevvel 1292/25 Temmuz 1875, Numero 10. Rumeli 1 Rebiyyülevvel 1290, No:10: 1.
Rumeli 16 Sefer 1290, No:7: 3.
Rumeli 17 Cemaziyelahir 1290, No:25: 1.
Rumeli 20 Rebiyülahir 1290/16 Haziran 1873, No:17: 2. Rumeli 23 Sefer 1290/21 Nisan 1873, No:9: 3. Rumeli 24 Cemaziyelahir 1290/18 Ağustos 1873, No:26: 2. Rumeli 25 Şevval 1290, No:42: 1.
Rumeli 29 Cemaziyelevvel 1291, No: 72: 1.
Rumeli 3 Sefer 1290/1 Nisan 1873: 1.

Sadakat Gazetesi 23 Nisan 1291, Sayı 10. Selanik Vilayet Salnamesi 1288 (1872): 96. Takvim-i Vekayi 17 Ş 1264 (1848), Defa 385. Tercüman-ı Hakikat Sayı 15: 3.

Tercüman-i Hakikat 1891, 20 Ağustos 1308. Tercüman-i Hakikat 20 Ağustos 1308/1891. Zaman 25 Recep 1291/7 Eylül 1874: 1.

 

 

Osmanlı Devleti’nde Özel Okullar ve İlk Türk Özel Okulunun Tarihçesine Dair Yeni Bilgiler

*Şimşek, H. (2014). Osmanlı Devletinde Özel Okullar ve İlk Türk Özel Okulunun Tarihçesine Dair Yeni Bilgiler, Bilig, 68, Kış, 209-230. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/234769

Öz

Türk eğitim tarihinde henüz aydınlatılamamış konuların ba- şında, özel okulların açılış tarihi ve ilk özel okulun hangisi ol- duğuna ilişkin sorun gelmektedir. Konuyla ilgili özel ve kap- samlı bir araştırma bulunmamakla birlikte, özel okulların ta- rihçesini irdeleyen az sayıda yayın ve eğitim tarihi hakkında yazılmış kitaplarda yer alan bazı bilgiler bulunmaktadır. An- cak gerek araştırmalar ve gerekse kitaplarda özel okulların ta- rihçesi hakkında birbirinden farklı görüşler bulunmaktadır. Bu araştırma, Türk eğitim tarihi literatüründeki bu bilgileri tartışmayı ve Türk özel okulculuğunun tarihçesine ilişkin daha önce yer verilmeyen yeni bilgiler sunmayı amaçlamıştır. Araş- tırmada kullanılan bilgi ve kaynaklar, konuya ilişkin araştırma, kitap ve makaleler ile dönemin özgün kaynaklarından elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler

Özel okullar, Osmanlı dönemi, Türk eğitim tarihi, 19. yüzyıl

Abstract

One of the most disputable issues in Turkish Educational History is related to the early private schools, the date of their establishment and the name of the firstly established Turkish private school. Although there is no specific and detailed research about private schools in Turkey, there are a number of research results and some limited information in books related to the history of education. However, these sources include contra- dicting results. This study aims to discuss and investigate the existing information about private schools in Turkish Educational History and to provide reliable information on the history of Turkish private schools. The data used in this study have been gathered from books, articles and original documents from the period.

Keywords

Private schools, Ottoman period, Turkish educational history, 19th century

* Assist. Prof. Dr., Ahi Evran University, Faculty of Education, Department of Educational Sciences – Kırşehir / Turkey husimsek@hotmail.com

Private Schools in the Ottoman State and New Information on the History of the First Turkish Private School
Hüseyin Şimşek*

билиг

Знма 2014 / Выпусĸ 68 209-230

Частные школы Османского государства и новые сведения по истории первой турецкой частной школы
Хусейн Шимшек*

Аннотация

Важными неисследованными темами в истории турецкой педагогической науки являются вопросы даты открытия первых частных школ и какая турецкая частная школа была впервые открыта. Вместе с тем, что по данной теме нет отдельных и комплексных исследований, можно найти некоторую информацию в малом количество работ, исследующих историю частных школ и в книгах по истории педагогики. Однако, в этих исследованиях и книгах приводятся различные взгляды по поводу истории частных школ. Целью данной работы является обсуждение этих сведений, имеющихся в турецкой литературе по истории педагогики, а также предоставление новых сведений по истории развития турецкого частного образования. В данной работе были использованы сведения работ, написанных по данной теме, а также сведения первоисточников рассматриваемого периода.

Ключевые cлова

Частные школы, период Османского господства, история турецкой педагогики, XIX век

* Доцент доктор, университет Ахи Евран педоагогический факультет кафедра педагогических наук – Кыршехир / Турция
husimsek@hotmail.com

 

Dr. Fatih Aygören , 28-01-2020 tarihinde yazdı.
İlginizi çekebilecek diğer bir yazı => Okullar Öğretmenleri Kadar Başarılıdırlar